BAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ DERGİSİ, cilt.14, sa.179, ss.1537-1551, 2019 (Hakemli Dergi)
Ülkenin
insan unsurunun açıklanmasında, ‘millet’ ve ‘halk’ olmak üzere iki farklı
kavram kullanılır. Bu kavramların, aynı şeyi ifade ettiği söylenmekteyse de,
kavramlar birbirinden farklıdır. Bu fark, basit bir isimlendirme tercihinden
ibaret değildir. Siyasal liderler konuşmalarında “millet” ifadesini kullanırken,
bireylere tarihsel sorumluluklarını hatırlatırlar ve bu şekilde, kişilerin
demokratik karar verme süreçlerini etkilerler. Kişilerin demokratik kararlarına
ahlaki sonuç bağlarlar. Onlara göre millet olmanın gereğini yerine
getirmeyenler, “millet” in dışında kalır. Bu, aynı zamanda popülist siyasetin
yöntemidir. Popülist siyasi hareketler ve liderleri, siyasi menfaatlerini,
tarihsel kehanetlerle birleştirerek bir politik yol haritası belirlerler. Onlara
göre yanlış olan tercih edildiğinde gerçekleşebilecek korkunç senaryoların
muhtemel kötü sonuçlarını “millet” in dışında bıraktıkları bu kişilere
yüklerler. ‘Halk’ olmanın güncel ve değişken yapısının demokrasilere yapacağı
katkılara böylece engel olurlar. Zira halk, her gün değişen, yenilenen, yekpare
olmayan, farklı zamanlarda farklı talepleri olan bir yapıdır. Ülkeyi oluşturan
topluluğun halk olma vasfı ortadan kaldırıldığında, toplum bir anlamda
dondurulmuş olur. Değişen, ilerleyen, açık toplumlar yerine; değerlerle ve
tarihle sınırlanmış, kapalı toplumlar inşa olunur.