Diyanet İlmi Dergi, vol.39, no.1, pp.37-54, 2003 (Peer-Reviewed Journal)
Hukuka aykırı olarak bir kimsenin veya başkasının mal, can
veya ırzına karşı düzenlenen saldırıyı, kendisinden ya da başkasından
uzaklaştırmak amacıyla kişinin, özelliği itibariyle suç olan bir fiili
işlemesine meşru müdafaa denir. Meşru müdafaanın hukuki temeli, Kitap, Sünnet
ve icma delillerine dayanmaktadır. Bu bağlamda Kur'an-ı Kerim'de " ... Kim
size saldırırsa siz de ona, size yaptığı saldırının aynısıyla karşılık verin.
Allah 'tan korkun ve bilin ki Allah, muttakilerle beraberdir. " (el-Bakara,
2/194) buyurulmaktadır. Meşru müdafaa, ceza hukukunda hukuka uygunluk
(objektif) sebepleri kapsamında ele alınmaktadır. Hukuka uygunluk sebepleri,
kişilerin fiil ve eylemlerinin suç olarak nitelendirilmesine engeldir. Gerek
İslam ceza hukukunda gerekse günümüz ceza hukuk sistemlerinde, işlenmesi yasak
olan fiil ve eylemler, bazen çeşitli sebeplerle serbest hale gelmektedir. Bu
serbestiyet, failin, ya kendisine kullanmasına hukukun izin verdiği bir haktan
ya da faili hukukun yerine getirmekle yükümlü tuttuğu bir görevden kaynaklanmaktadır.
İslam hukukçuları,
şartlar doğrultusunda yapılan savunmaların meşru müdafaa kapsamında ele
alınacağı ve bu kapsamda değerlendirilen savunmalarda ortaya çıkan sonuçlardan
dolayı kişinin cezai ve hukuki sorumluluğunun bulunmadığı konusunda görüş
birliği içindedirler. Kişinin hukuki ve cezai sorumluluğunun bulunmaması,
saldırıya uğrayanın savunma esnasında sergilediği fiil ve eylemlerinin, hukuk
tarafından suç olarak nitelendirilmemesi esasına dayanmaktadır. Bu konumdaki
bir şahsın, belli şartlar doğrultusunda savunmada bulunmasına izin verilmiştir.
Hukukun yapılmasına izin verdiği bir eylem, haliyle suç olarak
değerlendirilemeyecek ve bunun sonucu fail de sorumlu tutulamayacaktır.