in: Çocuk ve Ergenlerde Beyin Gelişimi ve Beyin Gelişimini Etkileyen Faktörler, Habibe Dilsiz,Gülsüm Akdeniz, Editor, Akademisyen Yayınevi Kitabevi, Ankara, pp.1-200, 2024
SONUÇ Her yıl yaklaşık 15 milyon bebeği etkileyen prematüre doğumlar küresel 5 yaş altı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almakta, yaşayan bebeklerde ise kısa ve uzun vadede önemli morbiditelere neden olmaktadır. Hayatta kalan ADDA bebeklerin sayısı nedeniyle prematüriteye bağlı nörogelişimsel yetersizlik önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmektedir. Bu nedenle, nörogelişimsel engelliliğin nasıl oluştuğunu belirlemeye ve optimal beyin gelişimini teşvik etmek için fırsatlar bulmaya acil bir ihtiyaç vardır. Prematüre yenidoğanlarda zamanında doğmuş bebeklerle karşılaştırıldığında beyin olgunlaşmasının bozulduğu ve beyin boyutunda, yapısında, bağlantılarında ve işlevlerinde değişiklikler olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Aşırı erken doğumu takip eden beyin hasarı, nörogelişimsel bozukluğun önemli bir nedenidir ve tipik olarak beyaz cevher hasarı dismatürasyon ve IVK şeklinde kendini göstermektedir. İnflamasyon ve perinatal enfeksiyon, erken doğmuş bebeklerde beyaz cevher hasarının patogenezinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Prematüre doğan bebeklerde beyin boyutunda azalma, nörosensoriyel, motor, bilişsel ve sosyal psikiyatrik bozukluklara sık rastlanmaktadır. Gebelik haftası azaldıkça risk artmaktadır. Doğumdaki gebelik yaşı, vücut ağırlığı, beyin hasarı, büyüme, beslenme, neonatal morbiditeler, ebeveyn eğitimi ve sosyoekonomik durum gibi birçok faktör preterm bebeğin nörogelişimsel sonuçlarını etkilemektedir. Gözlemsel çalışmalarda PT doğan bebeklerin doğumdan term eşdeğer yaşa kadar daha hızlı kilo alımının, daha iyi nörogelişimsel sonuçlarla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Çeşitli besinler özellikle beyin yapısı ve nörogelişim ile ilişkilendirilmiştir. Protein, yağ, karbonhidrat, enerji, demir, bakır, çinko, iyot, tiamin, folat, selenyum, kolin, vitamin A, B12, D, C ve uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerinin eksiklikleri doğrudan beyin anatomisini veya nörogenez, hücre göçü, hücre farklılaşması ve glial hücre işlevi gibi gelişimsel süreçleri etkilemektedir. Optimal büyüme ve beyin gelişimi için tüm bu besinlerin yeterli miktarlarda alınması önerilmektedir. Protein, PT bebeklerde erken beyin büyümesi ve nörogelişimsel sonuçlar ile en sık ilişkilendirilen makrobesindir. Prematüre bebeklerde, çoğu gözlemsel çalışmada, daha yüksek protein alımının, baş çevresi büyümesini hızlandırdığı ve nörogelişimsel sonuçları iyileştirdiği gösterilmiş olmasına karşın randomize çalışmalar ile henüz yeterince kanıtlanamamıştır. Erken doğmuş bebekler homojen bir popülasyon oluşturmadıkları için gereksinimleri klinik durumlarına ve gelişim evrelerine göre bireyselleştirilmelidir. Kısa vadeli yararlı etkilerinin yanında antenatal ve özellikle postnatal kullanılan GK’ların pek çok çalışmada uzun dönemde olumsuz bazı sonuçlara ve anormal nörogelişime neden olabileceği vurgulanmaktadır. Özellikle GK’ların nörogenez, sinaptogenez ve myelinizasyonda bozukluklara neden olabileceği ve beyaz cevher hasarını artırabileceği düşünülmektedir. GK’ların beyin gelişimi üzerindeki etkilerinde mikroglia fonksiyonlarının modülasyonu önemlidir. GK’lar mikrogliadaki GK reseptörlerini aktive ederek doğrudan veya sistemi ve HHA ekseni aracılığı ile dolaylı yoldan etkilerinigösterebilmektedirler. GK kullanımının uzun dönem sonuçlarına yönelik çalışmalara ve kar zarar oranlarının yeterince değerlendirilmesine hala ihtiyaç vardır.İçeriği sayesinde anne sütü bilişsel fonksiyonları ve görmeyi iyileştirir, konak savunmasını arttırır,sepsis ve nekrotizan enterokolit sıklığını azaltır, tam oral ve tam enteral beslenmeye geçişi hızlandırır, reflü ve beslenme intoleransını azaltır ve hastanede yatış süresini kısaltır. Bu nedenle prematüre bebekler için önerilen besindir. Hızlı büyüyen ve protein ve enerji ihtiyacı yüksek olan prematüre bebekler için anne sütü yeterli olamamakta bu nedenle güçlendirilmesi gerekmektedir. Güçlendirilmiş anne sütünün erken dönem büyümeyi artırdığı gösterilmiştir, ancak uzun dönemde nörogelişimi iyileştirdiği henüz randomize çalışmalarda kanıtlanamamıştır. Özellikle 32 ve 36. haftalar arasında dile maruz kalmanın, 18. ayda IQ ve dil becerilerini iyileştirdiği saptanmıştır. Bu nedenle bebeklerin yoğun bakım sürecinde anneleri ile bir araya gelmeleri için fırsatlar yaratılması ve annenin bebeği ile konuşması için yüreklendirilmesi bebeklerin dil ve bilişsel gelişimi içiçok önemlidir. Yenidoğan bakımındaki büyük ilerlemelere rağmen PT bebeklerimiz için hala alınacak çok yol bulunmaktadır.Çünkü amacımız sadece yaşatmak değil kaliteli yaşatmak olmalıdır.