Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi, vol.6, no.1, pp.75-107, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
Since well-known trademarks require more effort and investment than standard trademarks, they
need more protection in legal systems. Traditional
trademark protection is based on the confusion
among consumers protecting goods and/or services in
the same class, while dilution protection trademark
owners are mostly protected by considering the effort
and investment of the trademark. Moreover, while
trademark is protected in terms of goods and/or
services in the same class in traditional trademark
protection, there is also protection for the unregistered class of goods and/or services in dilution protection. There are two types of dilution; dilution by
blurring and dilution by tarnishment. In our article;
the concept of dilution of well-known trademarks, the
United States and the European Union regulations
and the case law of the Court of Justice will be explained. International conventions in trademark dilution
and Turkish law and Turkish Court of Cassation case
law will be examined as well.
Tanınmış markalar standart markalara göre
daha fazla emek ve yatırım gerektirdiğinden hukuk
sistemlerinde bu markaların daha fazla korunmasına
ihtiyaç duyulmuştur. Geleneksel marka korumasında
markanın tüketici nezdinde karıştırılma ihtimâli esas
alınarak aynı sınıftaki mal ve/veya hizmetler açısından
korunma esas alınırken, sulandırma korumasında
markanın tanınması için harcanan emek ve maddi
değer göz önünde tutularak daha çok marka sahipleri
korunmaktadır. Ayrıca geleneksel marka korumasında
marka aynı sınıftaki mal ve/veya hizmetler açısından
korunurken, sulandırma korumasında markanın
tescilli olduğu sınıf dışındaki mal ve/veya hizmetler
açısından da koruma söz konusudur. Sulandırılma,
bulandırarak sulandırma ya da lekeleyerek sulandırma
olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir. Makalemizde,
tanınmış markanın sulandırılması kavramı anlatılacak,
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği düzenlemeleri ile Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları ve
diğer uluslararası sözleşmeler incelenecek, Türk hukukunda yeri değerlendirilerek, Yargıtay’ın konuya
ilişkin kararlarına değinilecektir