İnsan, Tarih ve Şehir


Creative Commons License

Arıcan M. K. (Editor), Tuğrul M. (Editor), Aydınbaş Y. E. (Editor)

Türkiye Yazarlar Birligi, Ankara, 2020

  • Publication Type: Book / Research Book
  • Publication Date: 2020
  • Publisher: Türkiye Yazarlar Birligi
  • City: Ankara
  • Ankara Yıldırım Beyazıt University Affiliated: Yes

Abstract

Değerli okurlar;

Biliyoruz ki, medeniyetler tarihi bir yandan şehirlerin tarihidir. Medeniyetler şehirde hayat bulur. Şehirler medeniyetlerin büyüyüp serpildiği beşiklerdir.

Tarih şehirlerde yazılır. Şehir ile ilişkisi olmayan tarih yok gibidir. Şehir olmadan tarih olamaz. Tarihin var olması ve yaşaması şehrin var olmasına ve yaşamasına kaçınılmaz bir şekilde bağlıdır.

Anadolu şehirlerimiz Kültür ve Sanatın başkenti olabilecek onlarca şehirlerle doludur.

Doğal güzellikleri, farklı mimari yapıları, zengin tarihi değerlerle yüklü ve farklı kültürleri buluşturan eşsiz şehirlerimiz var Anadolu’muzda. Kastamonu, İstanbul, Edirne, Bursa, Konya, Erzurum, Kars, Trabzon, Mardin, Hatay vb. ve bunun gibi niceleri.

Şu bir gerçek ki; Şehirlerdeki dini, tarihi ve kültürel miraslarımızla yoğruluruz. Camiler, medreseler, bedestenler, hanlar, şadırvanlar, sokaklar ve evler bizlere birer inanç önderi, manevi bir pir, tarih muallimi ve kültür elçisi olur.

Geçmişimizi, kültürel mirasımızı ve inanç tarihimizi bizlere şehirlerimiz anlatır ve hatırlatır. Yalnızca aklınıza ve zihnimize değil, bu mekânlar, aynı zamanda ruhumuza, gönlümüze ve kalbimize de seslenir.

Ediplere, Yazarlara, Şairlere ilham kaynağı olur tarihi şehirler. Her şehrin manevi mimarları, bekçileri ve sahipleri vardır. Gönül dostları, manevi önderleri, Allah dostları, medeniyet şehirlerimizin muhafızlarıdır. 2018 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak seçilen Kastamonu’muz da Pir Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin himayesindedir.

Lütfen ecdadın aziz hatırası şehirlerimize sahip çıkalım.

Bugün şehirlerimiz taşıdıkları değerlerden, hatıralardan, tarihi ve kültürel birikimlerden mahrum olmayla yüz yüzedir. Şehirlerin yüz yüze kaldığı en büyük tehdit de kontrolsüz ve ölçüsüz betonlaşmadır. Adeta zehirli bir sarmaşık gibi bir anda şehirlerin her yanını sarmakta, bütün güzellikleri gölgelemekte ve şehirleri adeta yozlaştırarak yok etmektedir.

Bilim adamları, şehir tarihi uzmanları ve akademisyenlerimizle gerçekleştirdiğimiz sempozyum, bu konudaki hassasiyetimizi yenilemek için bir fırsat oldu.

Bizler sahip çıkmaya, farkındalık oluşturmaya ve gelecek nesiller için tarihi ve kültürel mirasla yüklü şehirler bırakılabilmenin gayreti içerisinde olacağız.