Stratejik Düşünce Enstitüsü, pp.91, Ankara, 2009
Türkiye’nin 2009 yılı siyasi gündeminin öncelikli konularından birisi şüphesiz ki açılımlardır. Açılım, Hükümetin terminolojisinde devletin ve toplumun müzminleşmiş dertleriyle yüzleşmek, bugüne kadar yok sayılmış, el atılmamış meselelerine çözüm aramak anlamına gelmektedir. Buna karşın açılımı geleneksel siyasetten sapmak ve devletin üniter yapısını ve ulusal birliğini tehlikeye düşürecek bir macera olarak görenler de vardır. Ancak her halükarda açılım kavramı; bugüne kadar tartışılmaktan çekinilen ve genelde yokmuş gibi hareket edilen önemli sorunların halkın her katmanında ele alınmasının ve tartışılmasının yolunu açmıştır. Açılımların hem ülke içinde hem de ulusal sınırlar dışında derin yansımaları olmaktadır. Türkiye dışarıda başta komşularıyla olmak üzere diğer ülkelerle mevcut meselelerini halletmek ve karşılıklı dostluk ve işbirliğine dayalı yeni bir ilişkiler ağı kurmak için çalışırken, içeride demokratik sistemi bütün kural ve kurumlarıyla hayata geçirebilmesini, toplumu oluşturan tüm kesimleri farklılıklarıyla birlikte kucaklayarak kaynaşmış bir kitle haline getirebilmenin mücadelesini vermektedir.