Diyanet İlmi Dergi, vol.36, no.1, pp.55-84, 2000 (Peer-Reviewed Journal)
Kanunilik ilkesini; Şari' (Kanun
koyucu) tarafından, suç olarak belirtilmiş fiil ve sözlerin İcra edilmesi
durumunda, hukuken sorumluluğu olan şahsa uygulanacak cezanın açıklanması şeklinde
tanımlayabiliriz. Daha açık bir ifadeyle kanunilik ilkesi, yürürlükteki hukukta
suçlar ve karşılığında uygulanacak cezaların sınır ve miktarlarının
belirtilmesidir. Latince, "nullum
erimen sine lege (kanunsuz suç olmaz)" ve "nulla poena sine lege (kanunsuz
ceza olmaz)" ifadeleriyle formüle edilen kanunilik ilkesi, gerek İslam
ceza hukuku gerekse günümüz ceza hukukunda temel ilkelerden kabul edilmektedir.
İslam hukukunda kanunu bilmemek
ya da kişinin bilgisizliği, belli şartlar doğrultusunda mazeret olarak kabul
edilmiştir. Kişilerin yükümlü tutulmasında bilgilendirme temel ilkedir. Buna
göre sorumluluk, öncelikle yükümlülük konusu hükümlerin ilanı, öğretilmesi ve
tebliği ile başlamaktadır. Ancak İslami hükümler, bir İslam beldesinde herkes
tarafından öğrenildikten, yaygın hale gelerek toplumda yerleşip istikrar
bulduktan sonra, kişilerin adı geçen hükümlerdeki bilgisizliği ( cehl) dikkate
alınacak hukuki bir mazeret değildir. Nitekim İslam ülkesinde kişilerin dini
hükümlerdeki bilgisizliği mazeret olarak kabul edilmez. Bu durum, "Dâr-ı
islamda hükme cehalet özr olmaz. " ifadesiyle de kurallaştırılmıştır. Zira
İslam ülkesinde yaşayan kişiler, dolaylı ya da dolaysız olarak yükümlülük
konusu hükümleri öğrenme imkanını elde etmiş varsayılırlar. Söz konusu
hükümleri öğrenememeleri kendi ihmallerine dayanmaktadır. Bu nedenle onların
bilgisizliği, hukuk güvenliğinin gereği mazeret olarak kabul edilmez. Onların
bu imkânı değerlendirememeleri kendi ihmallerine dayanmaktadır. Kişilerin
kendilerinden kaynaklanan ihmaller ise, sorumluluğu düşürücü bir etken
değildir. Darülharpte ise, ilke olarak
kişilerin bilgisizliği hukuken geçerli bir mazerettir. Bu mazeretin temel
gerekçesi, sorumlulukta bilgi esasına dayanmaktadır.