http://www.sistemofset.com.tr/, Ankara, 2012
İSLAM
CEZA HUKUKU HÜKÜMLERİNİN YÜRÜRLÜĞÜ (ÖZET)
(Dr.
Yaşar YİĞİT, İslam Ceza Hukuku Hükümlerinin Yürürlüğü, Sistem Ofset, Ankara
2012)
Kitap,
Yaşar Yiğit tarafından hazırlanan “İslam Ceza Hukukunda Cezaların Yürürlüğü”
isimli doktora tezinin yeniden gözden geçirilerek, bazı ilavelerle basılmış
halidir. Kitap, “Giriş” ve “Üç Bölüm”den oluşmaktadır. Giriş bölümünde
cezaların yürürlüğü terimi ve ifade ettiği anlam üzerinde durulduktan sonra,
İslam ceza hukuku ve kaynakları hakkında bilgi verilmektedir. Birinci Bölümde
ise, İslam ceza hukukunda suç ve ceza kavramları, cezalar ve cezaları yürütmede
yetkili merci konuları ele alınmaktadır. Suç ve cezalar genel olarak had,
öldürme ve yaralama(cinayat), ta’zir şeklinde tasnif edildikten sonra, bahse
konu suç ve cezaların şekil şartları, uygulama koşulları üzerinde
durulmaktadır.
İkinci Bölümde ise, ceza hukuku hükümlerinin yürürlük
şartları açısından önem arz eden zaman, ülke ve şahıslar açısından uygulama
koşulları ele alınmıştır. Bu bağlamda, suç ve cezalarda zamanaşımı, cezaların
makable teşmili, darülislam-darülharp ayırımın suç ve cezalara etkisi,
vatandaşlık kavramının suç ve cezalara etkisi gibi konulara değinilmiştir.
Üçüncü Bölümde ise, ceza hukuku hükümlerinin
yürürlüğüne etki eden faktörler ele alınmıştır. Bu bağlamda hukuka uygunluk
sebepleri, isnad yeteneğini kaldıran sebepler, cezaları düşüren sebepler gibi
konulara değinilmiştir.
Sonuç olarak cezaların yürürlüğü; cezaların zaman,
ülke ve şahıslar itibarıyla uygulama alanı ve sınırlarını kapsamaktadır. Bu
bağlamda cezaların yürürlüğü
denildiğinde üç kavram gündeme gelmektedir. Bunlar zaman, ülke ve şahıs
kavramlarıdır. Cezaların yürürlüğünde zaman faktörü söz konusu edildiğinde,
ceza hukuku hükümlerinin yürürlüğe giriş ve bitiş zamanı, ayrıca zamanaşımının
cezalara etkisi gibi konular gündeme gelmektedir. Bu noktada İslâm ceza
hukukunda cezalar, geçmişe teşmil
edilemez. Başka bir ifadeyle, ceza hukuku hükümleri ancak kamuoyuna ilan/resmi
organlarda yayımlanma ile yürürlük kazanırlar. İslâm hukukçularının çoğunluğuna
göre gerek dâva ve gerekse ceza infazı noktasında zamanaşımının cezalara etkisi
söz konusu değildir. Kişisel haklarla ilgili suç ve cezalarda ise, bütün hukukçular zamanaşımının etkisinin
olmadığını ifade etmişlerdir. Cezaların
yürürlüğünde ülke kavramı dikkate alındığında ise ceza hukuku hükümlerinin,
ülkede ikamet eden herkese, hiçbir inanç ya da vatandaş-yabancı ayırımı gibi
statü farkı gözetilmeksizin uygulanıp uygulanmayacağı, ülke dışında İslam
ülkesi vatandaşları tarafından işlenen suçlara ilişkin nasıl bir prosedür takip
edileceği konuları gündeme gelmektedir. Cezaların şahıslar itibariyle yürürlüğü
ise, ülkedeki hiyerarşik yapı gereği farklı statülerde bulunan şahısların kanun
önünde eşitliğinin olup olmadığı konusu kastedilmektedir. Bu noktada devlet
başkanı, milletvekilleri ve diplomatik görev gereği ülkede bulunan şahısların
hukuki durumları ve bunların dokunulmazlıklarının bulunup bulunmadığı gündeme
gelmektedir. İlkesel olarak ifade etmek gerekirse, etnik kökeni, siyasi
anlayışı, mezhebi, meşrebi her ne olursa olsun İslâm hukukunda kanun önünde
herkes eşittir. Hiçbir kimsenin işlemiş olduğu suçlara karşılık dokunulmazlığı
söz konusu değildir.