Kırıkkale Hukuk Mecmuası, vol.2, no.1, pp.181-208, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
In this study, participation in murder and wounding crimes was examined in the context of Ottoman law.
In this manner, the point of view of Islamic law, which guides Ottoman law, was included, and Hanafi views were
emphasized specific to Ottoman. It has been determined that Hanafi lawyers have opinions that are different from
others in the context of participating in crimes of killing and wounding. The necessity of obliging the perpetrator
to consider secondary partner as the main partner in case of decriminalization, if they are persevering, is one of the
opinions peculiar to Hanafis. It has been observed that the fatwas issued and the laws issued in Ottoman law have
a parallel attitude to Hanafi views. It can be said that the issue is being considered in more and more detail within
the framework of the increasing legalization activities during the Tanzimat period. In the study, the cases of joint
killing and wounding in Ottoman practice were also examined, and it was seen that the parties were in favor of
peace and renunciation in cases of direct participation. When indirect participation cases were raised, the punishment of the secondary partner was usually lighter compared to the main partner.
Çalışmada öldürme ve yaralama suçlarına iştirak, Osmanlı hukuku bağlamında incelenmiştir. Bu minvalde
Osmanlı hukukuna yön veren İslam hukukunun konuya bakışına yer verilmiş, Osmanlı özelinde ise Hanefi görüşleri vurgulanmıştır. Hanefilerin öldürme ve yaralama suçlarına iştirak bağlamında diğer mezheplerden ayrılan görüşleri olduğu tespit edilmiştir. Ceza sorumluluğunu haiz olan ve olmayan şeriklerin bir araya gelmeleri durumunda
kısas cezasının tümünden düşmesi, azmettirme hâlinde fer’i şerikin asli şerik sayılması için failin mecbur kalma
gerekliliği Hanefilere has görüşlerdendir. Osmanlı hukukunda verilen fetvaların ve düzenlenen kanunnamelerin
Hanefi görüşlerine paralel bir tutum içinde olduğu gözlemlenmiştir. Tanzimat döneminde artan kanunlaştırma
faaliyetleri çerçevesinde konunun gittikçe daha ayrıntılı ele alındığı söylenebilecek bir diğer husustur. Çalışmada
Osmanlı uygulamasında gerçekleşen müştereken öldürme ve yaralama olaylarına da bakılmış, doğrudan iştirak durumlarında tarafların sulh ve feragatten yana oldukları görülmüştür. Dolaylı iştirak durumları gündeme geldiğinde
ise genellikle fer’i şerikin cezası asli şerike nisbetle daha hafif olmuştur.