İDARİ YAPTIRIMLARIN ANAYASALLIĞI VE İDARENİN TAKDİR YETKİSİ


Yıldız E.

Uluslararası Necmettin Erbakan Hukuk Kongresi, 10 - 12 Nisan 2021, ss.20-21, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Sayfa Sayıları: ss.20-21
  • Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İdarenin takdir yetkisi, idareye hukukun gerekliliklerine uymaktan kaçınması için alan açan bir kurum olarak anlaşılabilmektedir. Ne var ki, bu kurum, hukuk içerisinde tanımlanmış ve ilkeleri belirlenmiş bir hukukî kurumdur. Başta hukuk devleti ilkesi olmak üzere, anayasada ve yasalarda belirlenmiş ilkeler, takdir yetkisinin kullanımı için bir yol haritası oluşturmaktadır. Tüm idari işlemlerde olduğu gibi, idari yaptırımlarda da hukukun idareye tanıdığı bir takdir alanı bulunmaktadır. Bu alan, konu ve sebep unsurlarıyla sınırlıdır. Burada kamu yararı amacını gerçekleştirmek ve hizmet gereklerine uygunluk ve tüm diğer anayasal ilkeler idare tarafından dikkate alınmak durumundadır. Aksi takdirde takdir yetkisi kullanılarak gerçekleştirilen işlem ulusal hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı olabilecektir. Bu çalışma, idari yaptırımlarda takdir yetkisinin kullanılması ile keyfî uygulamalara öngörülmesi zor sebeplerle başvurulması arasında, bulunması hukuk güvenliği açısından zorunlu olan farkı açıklamak gayesiyle yapılmış olup, idarenin takdir yetkisinin ve idari yaptırımların hukuki rejimleri, konuyla ilgili yüksek mahkeme ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararları rehberliğinde ele alınmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde, hukuk devleti tarihsel ve düşünsel değişimleri takip edilerek incelenmiş ve hukuk devletinde idari yargının konumu ile denetim sınırları ortaya konmuştur. İkinci bölümde idarenin yargısal denetiminin bir sınırı olarak takdir yetkisinin ne anlama geldiği ve idari işlemin hangi unsurlarında ortaya çıkabileceği yargı makamlarının yaklaşımları ve öğreti görüşleri çerçevesinde incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise idari yaptırımların hukuki rejimi açıklanmış, anayasal ilkeler üzerinden idari yaptırımlarda takdir yetkisinin anayasal çerçevesinin belirleniş biçimi yargı kararları aracılığıyla irdelenmiştir.