Aim: After the numerous studies, the clinical effectiveness of hydroxychloroquine (HCQ) against SARS-CoV-2 is now accepted limited. Besides this, HCQ has still been the first option in most rheumatology practices. To evaluate the frequency, severity and complication of COVID-19 in patients with autoimmune rheumatologic disease (ARD) receiving and not receiving long-term HCQ. Methods: A total of 309 ARD patients were retrospectively evaluated for COVID-19 disease with a SARS-CoV-2 RT-PCR and IgM/IgG antibody.Patients were grouped as HCQ or non-HCQ groups. COVID-19 clinical symptoms development of viral pneumonia, rates of hospitalization, mortality due to COVID-19 and time from initial symptom to viral pneumonia, clinical recovery and RT-PCR negativity were evaluated. Results: During the 13 month study period, 54 (17.4%) were diagnosed with COVID-19, the frequency of COVID-19 was similar between the HCQ (17.9%) and non-HCQ groups (16.7%), p=0.793. The frequency of the myalgia, arthralgia and sore throat were higher in the non-HCQ group, the frequency of other clinical signs and symptoms were higher in the HCQ group but none of them reached statistical significance. In all patients, viral pneumonia was diagnosed in 9 (16.7%), requiring hospitalization in 8 (14.8%), requiring oxygen therapy in 4 (7.4 %) patients and these severe COVID-19 clinical features were similar between groups. COVID-19 complications were seen in 2 patients, 1 of whom was mortality due to ARDS and one was supraventricular tachycardia but thromboembolism or rheumatologic disease activation were not observed. Conclusions: As with the frequency of COVID-19, severity of COVID19 were similar between patients with and without long-term HCQ use in ARD. COVID 19 complications were found to be rare in our study.
Amaç: Güncel çalışmaların ışığında SARS- CoV- 2 enfeksiyonlarında hidroksiklorokin (HCQ) kullanımının klinik etkisi kısıtlı olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte HCQ halen romatoloji pratiğinde ilk tercih olarak kullanılmaktadır. Uzun dönem HCQ kullanımının otoimmün romatolojik hastalığı olan hastalarda COVID-19 sıklığı, ciddiyeti ve komplikasyonları üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı. Metod: Toplam 309 otoimmün romatizmal hastalığı olan hasta retrospektif olarak COVID-19 enfeksiyonu yönünden SARS- CoV-2 RT-PCR ve IgM/IgG antikoru ile değerlendirildi. Hastalar uzun süreli HCQ alıp almamasına göre sınıflandı. COVID-19 semptomları, viral pnömoni gelişmesi, hastane yatış oranları, COVID-19’a bağlı mortalite ve viral pnömoni başlangıç semptomlarının gelişmesinden klinik düzelme ve RT-PCR negatifliği geçen süre değerlendirildi. Bulgular: On üç aylık çalışma periyodu boyunca 54 (17.4%) COVID-19 tanısı konuldu. COVID-19 sıklığı HCQ kullanan ve kullanmayan gruplarda benzer olarak saptandı p=0.793. Miyalji, artralji ve boğaz ağrısı HCQ kullanmayan grupta daha fazla saptandı. Diğer klinik bulgu ve semptomlar HCQ grubunda daha fazla saptandı ancak istatistiksel olarak anlamlı gösterilemedi. Toplam 9 (16.7%) hastada viral pnömoni gelişti, 8 (14.8%) hastada hastane yatışı, 4 (7.4 %) hastada oksijen tedavisi gerekti. Ciddi COVID-19 klinik bulguları her iki grupta benzerdi. COVID-19 komplikasyonları 2 hastada görüldü; 1’i ARDS’ ye bağlı ex oldu ve birinde supraventriküler taşikardi gelişti ama tromboemboli veya romatolojik hastalık aktivasyonu gözlenmedi. Sonuç: COVID-19 sıklığı ve ciddiyeti uzun dönem HCQ kullanımından bağımsız olarak her iki grupta benzer olarak saptandı. COVID-19 komplikasyonları çalışmamızda nadir olarak saptandı.