ULUSLARARASI NECMETTİN ERBAKAN HUKUK KONGRESİ, Konya, Turkey, 10 April - 12 September 2021, pp.495-504
While determining the relationship between arbitration and European Convention on Human Rights
(ECHR), a distinction between compulsory and consensual arbitration is crucial. In consensual
arbitration, the parties, by signing an arbitration agreement, consent to the resolution of their dispute
to an arbitral tribunal rather than state courts. On the other hand, compulsory arbitration is required
by law, and there is no consensual agreement to settle the dispute before arbitration tribunal between
the parties.
Applicability of ECHR in arbitration and responsibility of state arising therefrom differs in compulsory
and consensual arbitration. For instance, in terms of compulsory arbitration, in case law of European
Court of Human Rights (ECtHR), the Court finds the states responsible for infringing right to fair trial.
Very recently, Turkey has been found as responsible for infringing ECHR, due to the fact that Turkish
Football Federation Arbitration Tribunal is compulsory and not providing the due process guarantees.
The case law of ECtHR affirms the applicability of ECHR in compulsory arbitration.
The applicability of ECHR to the consensual arbitration has been debated for a long time. On one hand,
the first discussion relies on the non-applicability of ECHR in consensual arbitration, on the other hand,
the other view, which is supported theoretically, admits that rights and freedoms under ECHR are
applied directly in the consensual arbitration. Besides these two, another view, also approved by ECtHR
and legal scholars, the rights and freedoms guaranteed under ECHR are indirectly applicable as far as
they are appropriate to the characteristic of arbitral proceeding. In addition, with the choice of
consensual arbitration, the question as to what extent the parties waive their due process rights under
ECHR has been discussed in the doctrine and case law.
In this study, with regard to the case law of ECtHR discussing the applicability of ECHR in arbitration,
will be evaluated.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile tahkim arasındaki ilişki değerlendirilirken tahkimin ihtiyari
ve zorunlu tahkim olarak ayrılması önem arz eder. Taraflar, ihtiyari tahkimde uyuşmazlıklarını devlet
mahkemesinde çözmek yerine aralarında yaptıkları bir anlaşma ile hakem mahkemesini yetkili kılmayı
ve uyuşmazlıklarının hakemler tarafından çözülmesine rıza gösterebilir. Ne var ki zorunlu tahkimde
taraflar arasında onların rızalarına dayalı bir tahkim anlaşması olmaksızın, kanundan kaynaklı bir
zaruret nedeniyle tarafların tahkim yoluna başvuruyor olmaları söz konusudur.
AİHS’nin uygulanırlığı ve bundan devletin sorumluluğu zorunlu tahkim ve ihtiyari tahkim süreçlerinde
farklılık göstermektedir. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) zorunlu tahkimde adil
yargılanma hakkı güvencelerine riayet edilmediği gerekçesiyle devletin sorumluluğuna hükmettiği
çeşitli içtihatları mevcuttur. Hali hazırda, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun zorunlu bir
tahkim merci olması ve adil yargılanma hakkına ilişkin güvenceleri sağlamıyor olması nedeniyle
Türkiye’nin AİHS’nin ihlalinden sorumlu tutulduğu yakın tarihli bir içtihatla bu konu tekrar Türk
hukukunda tartışılır hale gelmiştir. Şüphesiz, AİHM’nin konu hakkındaki çeşitli içtihatları, AİHS’nin
zorunlu tahkim sürecinde uygulanırlığı üzerindeki olası tereddütleri ortadan kaldırmıştır.
Bunun yanı sıra AİHS’nin ihtiyari tahkimde uygulanır olup olmayacağı uzun yıllar tartışılan konulardan
biridir. Bu konuda ortaya atılan görüşlerin ilki AİHS’nin ihtiyari tahkimde uygulanmayacak olduğu iken,
buna karşı yalnızca teoride destek bulan bir diğer görüş ise AİHS’de yer alan haklar ve özgürlüklerin
doğrudan ihtiyari tahkimde de uygulama bulacağı şeklindedir. Bu iki yaklaşımın yanında AİHM’nin de
teyit ettiği ve doktrinde de taraftar bulan görüş AİHS’de yer alan hak ve özgürlüklerin tahkim
yargılamasının özüne uygun düştüğü ölçüde dolaylı olarak uygulanması yönündedir. Ayrıca doktrinde
ve yargı kararlarında, tarafların ihtiyari tahkimi seçmekle, Sözleşmede yer alan adil yargılanma
hakkından ne ölçüde feragat etmekte olduğu tartışma konusu yapılmaktadır.
Bu çalışmada AİHM’nin zorunlu ve ihtiyari tahkimde AİHS’nin uygulanırlığını değerlendirdiği içtihatları
dikkate alınarak konu değerlendirilecektir.