Although it seems like a familiar concept, recognizing oppression and combating it is not always easy for social workers. The most important reasons for this are the complex nature of oppression and its ability to hide. Oppression is a coercive mechanism that appears on multiple levels, is constructed through social interaction, and imposes a hierarchical system. The issue of oppression began to be discussed in the field of social work since the 1960s, in parallel with developments in the world. The aim of this study is to contribute to greater awareness of oppression in the field of social work and to make an assessment of how social workers can incorporate the anti-oppression approach into their clinical practice. In this context, the concept of oppression and the characteristics of the anti-oppressive practice in social work are touched upon in the study. It is believed that social workers adopting an attitude against oppression in clinical practice will contribute to the liberation and empowerment of clients and increase the quality of professional practices.
Tanıdık bir kavram gibi görünmesine karşın baskıyı tanıyabilmek ve onunla mücadele edebilmek sosyal hizmet uzmanları için her zaman kolay değildir. Bunun en önemli nedenleri arasında baskının karmaşık doğası ve gizlenebilme yeteneği vardır. Baskı, çoklu düzlemde görülen, sosyal etkileşim yoluyla inşa edilen ve hiyerarşik bir sistemi dayatan, zorlayıcı bir mekanizmadır. Baskı konusu, dünyadaki gelişmelerle paralel olarak, 1960’lardan itibaren sosyal hizmet alanında tartışılmaya başlanmıştır. Bu çalışmanın amacı, sosyal hizmet alanında baskının daha fazla bilinmesine katkı sunmak ve sosyal hizmet uzmanlarının klinik uygulamalarına baskı karşıtı yaklaşımları nasıl dahil edebilecekleri konusunda bir değerlendirmede bulunmaktır. Bu kapsamda, baskı kavramına ve sosyal hizmette baskı karşıtı yaklaşımın özelliklerine değinilmiştir. Sosyal hizmet uzmanlarının klinik uygulamada baskıya karşı olma konusunda bir tavır benimsemelerinin, müracaatçıların özgürleşmesine ve güçlenmesine katkı sunacağı ve mesleki uygulamaların niteliğini artıracağına inanılmaktadır.