in: Zekat İlmihali, Doç. Dr. İsmail Karagöz, Editor, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, pp.15-74, 2011
Arap
dilindeki “k-s-d” fiilinden türetilen "iktisat" kelimesi; ölçülü ve
dengeli hareket etmek, mevcut olanı saklamak ve israf etmeden herhangi bir malı
ihtiyacı giderecek şekilde kullanmak anlamlarına gelir. Buna göre iktisatlı bir
insan, aşırılıklardan uzak dengeli bir şekilde yaşayan kimsedir. Bu sebeple
iktisat, “uygun ve dengeli davranış” manasında anlaşılır. İktisat,
insanın ihtiyacına göre harcama yapmasını, cimriliğe ve israfa sapmamasını gerektirir.
Doğal
kaynakların gelişigüzel tüketildiği, ekonomik kaynakların eşitsizce bölüşüldüğü
ve refah dağılımının adalet duygusunu sarsacak bir şekilde sürdürüldüğü dünyamızda
insanlığın
belki de tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar huzur ve mutluluğa,
sevgi ve saygıya, dostluk ve barışa,
yardımlaşma ve paylaşmaya hasret olduğu açıktır. Şüphe
yok ki vahiy ikliminden, ilahî mesajlardan uzaklaşan insanlık,
gün geçtikçe bencilleşmektedir. Bunun neticesi olarak vicdan, insaf ve diğergamlık
gibi erdemler zayıflamakta hatta yok olmaya doğru hızla sürüklenmektedir.
Dünyevîleşmenin ve materyalizmin, bencillik ve bireyselliği hafızaları
zorlayacak biçimde körüklediği aşikârdır. Toplum içerisinde sosyal ilişkiler,
insanî ve ahlakî bir zeminden ziyade menfaat eksenine göre şekillenmektedir.
Sonuçta katmanları arasında sevgi ve
saygı, yardımlaşma ve dayanışma, birlik ve beraberlik söz konusu olmayan bir
toplum yapılanması tezahür etmektedir.