Küçük Bir Dünyanın Öznesi Olmak: Küçük Dünya’nın An- nesi ve Kızı Üzerine Bir inceleme


Çapcı Sipahi S.

Dil ve Edebiyat Araştırmaları, no.29, pp.386-405, 2024 (TRDizin) identifier

Abstract

ÖZET

 

Edebî üretimler, üretildikleri her dönemde insan ilişkilerine mercek tutup bu ilişkileri kurgunun bir malzemesi hâline getirebilmektedirler. Psikanalistlerin bireyin çocukluğunda dünya ile kurduğu ilişkinin vasıtasının annesi olması fikrine dayanan ve özel olarak kız çocuğunun annesi ile olan bağını irdeleyen çalışmaları bize, bireyi açımlayan roman türüne bu açıdan yaklaşılması imkânını vermiştir. Emine Işınsu’nun 1966’da yayımlanan ilk romanı Küçük Dünya, bir anne ve kızın ilişki dinamiklerine odaklanmaktadır. Romanın anlatıcısı ve başkişisi Nur’dur ve romandaki teknik özellikler ve içerik, Küçük Dünya’yı modernist bir roman olarak nitelendirmenin mümkün olduğunu göstermektedir. Annesinin ideal dünyasında yaşayan Nur, evlendikten sonra kendi küçük dünyasının öznesi olarak yaşamaya devam etmiştir. Nur annesiyle geliştirdiği ilişkinin bir sonucu olarak, gerçek dünyaya ait gerçek yaşantılarla küçük dünyasından ayrılmak zorunda kalmış ve zihninde kurguladığı dünyadan ayrılmıştır. Bu çalışmada Nur’un annesiyle ilişkisinin boyutları üzerine ifade edilen dikkatler, anne ve kız çocuğu arasındaki ilişkileri inceleyen psikanalistlerin yaklaşımlarıyla ortaya konulmuştur. Küçük Dünya, anne ve kız çocuğu arasında gelişen farklılaşmak ve ayrışmak üzerine bir düşünceyi kalbinde taşıdığı için bireye, onun duygularına, bireyselleşmeye, sonuna kadar açtığı kapı nedeniyle Türk edebiyatı tarihinde özel bir yerde konumlandırılması gereken romanlar arasındadır.

Anahtar Sözcükler: Emine Işınsu, Küçük Dünya, anne ve kız ilişkisi, ideal dünya-gerçek dünya.