Polikistik Over Sendromlu Kadınlarda Adrenal ve Ovaryan Steroid Hormonlarla Fenotipik ve Klinik Özelliklerin İlişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları Ve Doğum Ana Bilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Seda KILIÇSOY ASLAN

Danışman: RAZİYE DESDİCİOĞLU

Özet:

Amaç: Çalışmamızda Polikistik Over Sendromlu Kadınlarda fenotipik özelliklerle overyan ve adrenal steroid hormonların ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: 2003'te Rotterdam konsensusunda düzenlenen tanı kriterlerine göre PKOS tanısı alan 50 hasta (obez-fazla kilolu(n:21)/normal kilolu(n:29)), ortalama yaş: 22,80±4,84(18-39) çalışmaya alındı. Tüm gönüllülerin fizik muayene ve antropometrik ölçümleri yapıldıktan menstrüel sıklusun 2-5. günleri arası 8-10 saatlik açlığı takiben alınan serum örneklerinden overyan ve adrenal steroid hormonları, lipid profil düzeyleri çalışıldı. Obez/fazla kilolu -normal kilolu olan hastaların, hirşutizmi olan-hirşutizmi olmayan hastaların, adet düzensizliği (oligomenore/amenore) olan ve olmayan olguların steroid hormon profilleri ve lipid profilleri Spearman korelasyon testi kullanılarak karşılaştırıldı. p <0,05 değeri istatistiksel anlamlı kabul edildi. Bulgular: PKOS tanısı almış hastaların vücut kitle indeksi (VKİ) ile kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein(LDL), trigliserit (TG) değerleri ile pozitif korelasyon gösterdiği, (sırasıyla p=0,003 p=0,001 p=0,002) hastaların kol çevresinin kolesterol, LDL VE TG değerleri ile pozitif korelasyon gösterdiği saptanmıştır. (p=0,004 p=0,008 p=0,001) .Hastaların bel çevresi ve kalça çevresinin LDL ile pozitif korelasyon gösterdiği (sırasıyla p=0,029 p=0,038)saptanmıştır. VKİ ve kalça çevresinin Folikül Stimüle Edici Hormon (FSH) ile negatif korelasyon gösterdiği saptanmıştır.(sırasıyla p:0,048 p=0,019). VKİ'ne göre normal kilolu kabul edilen kadınlar ile fazla kilolu-obez kadınlar arasında yapılan karşılaştırmada ise Estron, 17-OH Pregnenolon, Dehidrotestosteron (DHT), 1,4 Delta Androstenedion, Dehidroepiandrosteronsülfat (DHEAS) seviyeleri fazla kilolu-obez olan grupta daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Fazla kilolu-obez olan hastaların Serbest Testosteron seviyesi normal kilolu hastalara göre daha yüksekti.(p=0,037) Adet düzensizliği olan grupta DHEAS, serbest Testosteron Estron, 17-OH pregnenolon, seviyeleri daha yüksek olup, istatistiksel olarak fark olmadığı görüldü. Adet düzensizliği olan hastaların DHT,1,4 Delta Androstenedion ve Toplam Testosteron seviyesi diğer hastalara göre anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla p=0,021 p=0,010 p=0,049). PKOS tanısı almış hastalar hirşutizmi olma-olmama durumuna göre incelendiğinde Pregnenolon, Kortikosteron, 11-Deoksikortikosteron, Estron, 17-OH Pregnenolon, DHT, DHEA, Aldosteron, 1,4 Delta Androstenedion, 17-OH Progesteron, DHEAS, Serbest Testosteron ve Total Testosteron seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Hirsutizm olmayan hastaların androsteron seviyeleri hirsutizm olan hastalara göre belirgin olarak daha yüksekti (p=0,024) ve Ferr-Gal skoru ile steroid hormon bulguları ile korelasyon göstermediği saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda PKOS tanılı hastalarda vücut kitle indeksi yüksek olan grupta serbest testosteron, Dehidroepiandrosteron sülfat, düşük yoğunluklu lipoprotein, kolesterol ve trigliserit değerleri yüksek ve anlamlı saptanmıştır. Hirşutizmi olan hastaların biyokimyasal bulguları ile hirşutizm arasında korelasyon saptanmamıştır. Obezite ve insülin direnci tedavisinin PKOS tedavisinde halen önemini koruduğunu ayrıca hirşutizme yaklaşımda ve tedavi modülasyonunda tek başına laboratuvar bulgularının anlam ifade etmediğini söyleyebiliriz. PKOS multifaktöriyel bir hastalık olduğundan fenotipik ve klinik özellikleri belirlemek için genetik faktörler, laboratuvar bulguları ve enzim çalışmalarını da içeren daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç vardır.